ölçü birimleri,aletleri, kullanma kılavuzu, hepsi burada.
  sismometre
 

Deprem Nedir? Nasıl Oluşur? Deprem Çeşitleri Nelerdir ?

22962564

Dünya doğal afetler ile sarsılıyor, gün geçmiyor ki televizyonlarda bir doğal afet haberine rastlamayalım. Depremler, sel felaketleri, kasırgalar, toprak kaymaları en sık duyduğumuz haberler arasında. Ülkemizde de bir çok doğal afet meydana geliyor. Bunların en başında da ‘’DEPREM’’ bulunuyor.

DEPREM; yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkantitreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsması olayıdır. Başka bir ifade ile anlatacak olursak; üzerine bastığımız, binalar inşa ettiğimiz toprak yüzeyini yerinden oynatan hatta inşa edilen binalara ve içindeki biz insanlara zararlar verebilen bir doğa olayıdır.

Deprem herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda olabilir. Yer küre de meydana gelen depremlerin görülme sıklığı, büyüklüğü ve verdiği zararlar göz önüne alındığında iki ana deprem kuşağından bahsedilebilir. Bunlardan ilki Büyük Okyanus’u çevreleyen ve özellikle Japonya üzerinde etkili olan PASİFİK DEPREM kuşağıdır. (Yeryüzünde gerçekleşen depremlerin % 81’i bu kuşakta meydana gelir.) İkincisi ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu; Cebelitarık’tan, Endonezya’ya kadar uzanan AKDENİZ-HİMALAYA deprem kuşağıdır. ( Yeryüzünde gerçekleşen depremlerin % 17’si bu kuşakta meydana gelir.)

ddp_01630A000EA46EA1.jpgÜlkemizdeki bilim adamlarının; televizyonlara çıkıp devamlı bizlere depremle ile ilgili bilgiler verme sebebini biraz da olsa anladık sanırım. Ülkemiz ana deprem kuşaklarından birinin içinde ve bizler deprem konusunda donanımsal bilgilere sahip değiliz. Bu konuda ehil ağızların söylemlerine kulaklarımızı tıkamamalı, aksine daha dikkatle izlemeli, bize verilen bilgilerin hayati bilgiler olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz.

Çoğu büyük ölçekli depremin kökeni ve yayılması LEVHA TEKTONİĞİ kuramıyla açıklanır.

Dünya yüzeyi kesintisiz gibi görünse de gerçekte dev bir yap-boz gibi birbirine geçmiş parçalardan oluşmaktadır. Levha adı verilen bu parçalar çok yavaş biçimde birbirlerine göre hareket ederler. Hareket halindeki bu levhaların arasında üç tür ilişki vardır. 1)YAKLAŞMA, 2)UZAKLAŞMA, 3)YAN YANA KAYMA.

Birbirine yaklaşan levha sınırına ‘’yıkıcı’’, birbirinden uzaklaşan levha sınırlarına da ‘’yapıcı’’ sınırlar denilmektedir. İşte en şiddetli depremler levhaların örtüşme bölgelerinde, levhalardan birinin diğerinin altına dalmasıyla oluşur.

Bunların çoğu; merkezi 300 km’den aşağıda olan derin odaklı depremlerdir. Levhaların ayrıldığı ya da birbirine sürtüştüğü bölgelerde de yüzeyden algılanabilen sismik dalgalar oluşabilir, bu tür oluşan depremler genellikle daha küçük şiddette meydana gelirler.

Levhalar nedeniyle oluşan depremlere TEKTONİK deprem de denir ve dünya’da oluşan depremlerin % 90’ı bu kategoriye girer. Ülkemizde gerçekleşen depremlerin çoğu bahsettiğimiz gibi Tektonik depremlerdir. Diğer bir deprem şekli ise VOLKANİK depremlerdir, volkanların püskürmesi sonucu oluşurlar.

Volkanik depremler yanardağlarla ilgili olduğundan yereldirler ve önemli zararlara neden olmazlar. İtalya ve Japonya’da oluşan depremlerin bir kısmı bu kategoride yer alır.

Bir başka deprem tipi de ÇÖKÜNTÜ depremlerdir, yeraltındaki mağara gibi boşlukların çökmesi sonucu oluşurlar. Volkanik depremler gibi, çöküntü depremler de yereldir ve fazla zarara sebebiyet vermezler.

Deprem nedir, deprem’e neler sebep olur, deprem çeşitleri nelerdir gibi sorulara cevaplar bulduktan sonra şimdi deprem’in tariflenebilmesi ve anlaşılabilmesi için hangi kavramlardan bahsedebiliriz ona bakalım.

Herhangi bir yerde deprem olduğunda bu depremin tariflenebilmesi ve anlaşılabilmesi için bazı DEPREM PARAMETRELERİ vardır. Bunlardan biri ‘’odak noktası’’dır.

depremOdak noktası: Yer içerisinde deprem enerjisinin ortaya çıktığı noktadır. Aynı zamanda iç merkez olarak ta isimlendirilir.

Dış merkez: Odak noktasına en yakın durumda olan yeryüzü noktasıdır, aynı zamanda depremden en fazla zarar gören ve depremi en kuvvetli hisseden bölgedir.

Odak derinliği: Depremde enerjinin açığa çıktığı noktanın yeryüzünden en kısa uzaklığı, depremin odak derinliği olarak adlandırılır. Depremler odak derinliklerine göre sınıflandırılabilirler. 0 – 60 km derinliğinde olan depremler SIĞ, 70 – 300 km derinde olan depremler ORTA DERİNLİKTE olan depremler, 300 km den daha derinde olan depremler ise DERİN depremler olarak sınıflandırılırlar.

Şiddet: Herhangi bir derinlikte meydana gelen depremin yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak isimlendirilebilir. Depremin şiddeti, doğa, yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür.

Magnitüd: Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü olarak tanımlanmaktadır.

Bazen büyük deprem olmadan önce küçük sarsıntılar meydana gelir, bu küçük sarsıntılara ÖNCÜ DEPREM adını veririz.

Depremlerin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini inceleyen bilim dalına SİSMOLOJİ olarak isimlendiririz. Deprem ölçen alete SİSMOGRAF, depremin şiddetini ölçen alete de RİCHTER ÖLÇEĞİ ismini veriyoruz.


 Lehman sismometresi, herhangi bir sönümleyici mekanizma olmadığı zaman, en çok çubuğun periyoduna yakın periyottaki sarsıntıları yükseltilir. Eğer sönümleyici bir mekanizma kullanılırsa, sismometre bu durumda periyodu en çok çubuk periyodunun yarısı olan sarsıntıları yükseltir. Birçok Lehman sismometresi tasarımı 12-18 saniyelik periyotlar için yapılmıştır. Bu tip sismometrelere "uzun periyotlu sismometre" denir.
Lehman sismometresi, basit yapı malzemeleri kullanılarak evde yapılabilir.
Deprem, genellikle periyodu 1-15 saniye arasında değişen yüzey sarsıntıları yaratır. Tasarımı 12-18 saniye için yapılmış Lehman sismometresi, bu sarsıntıların hepsini algılayabilir ancak sarsıntının periyoduna göre farklı oranda yükseltir. Bu yüzden Lehman sismometresinin yaptığı ölçümler, sismometrenin frekans tepkisine göre düzeltilmelidir. Lehman sismometresi daha çok eğitim ve deneysel amaçlı kullanıldığından bu düzeltmeye çoğu zaman ihtiyaç duyulmaz. Öte yandan, sismometre yalnızca tek eksendeki sarsıntıları algılayabilir. Deprem sırasında Lehman sismometresine ulaşan P ve S dalgalarından depremin yönü bulunabilir. Deprem hakkında ayrıntılı bilgi toplayabilmek için en az iki eksende ( doğu-batı ve kuzey-güney ekseni) sismometre kullanılmalıdır.
Lehman sismometresine kullanılan iskele, iki kolondan ve bir tabandan oluşur. Sağlam bir yapı için demir ya da alüminyum kullanılır. Tabanda, sismometrenin yatay düzlemde dengesini sağlamak amacıyla ayarlı ayak bulunur.
Sismometrede pirinç ya da çelik çubuk kullanılır. Bu çubuğun bir ucu bıçak gibi işlenmiştir. Kimi tasarımlarda buraya maket bıçağı monte edilmiştir. Çubuğun öteki ucuna kurşun ağırlık asılır. Kurşun ağırlığın yanından iskelenin üst kısmına, çubuğu asmak için kullanılan çelik telin bağlantı yeri vardır. At nalı ya da dikdörtgenler prizması biçimindeki mıknatıs, pirinç ya da ahşap malzeme kullanılarak çubuğa bağlanmıştır. Çubuğun ucunda sönümlendirme mekanizması bulunmaktadır.
Çubuk, iskeleye iki farklı noktadan bağlanır. İskelenin üstünde bulunan çelik tel bağlantı noktası, bir kılavuz kullanılarak sağlamlaştırılır. Bu sayede çelik telin bağlantı noktasından kayması önlenir. Öte yandan çubuğun bıçaklı tarafının iskeleye oturduğu yer, kılavuzdan bir santim daha ileride olmalıdır. Bu uzaklık, çubuğun periyodunu belirlediği için, iskelede bıçaklı yüzün oturduğu yerin konumunu ayarlayan bir ayarlama düzeneği de bulunur.
Yağlı sönümlendirme düzeneklerinde, alüminyum ya da demir levha kullanılır. Bu levha, çubuğa sıkıca bağlanır. Levha, çubuğun altında bulunan bir yağ kabının içine daldırılır. Kaptaki yağ seviyesi ayarlanarak, sönümlendirme düzeneğinin davranışı denetelenebilir.
>
(resmi büyütmek için üzerine tıklayın)
 
Çubuğa bağlı mıknatısların hemen yanında bir çift bobin bulunur. Bobinler, içinden mıknatısların rahatça geçebileceği biçimde sarılmıştır. Bobinler, binlerce tur ince bakır telden oluşur. Kimi tasarımlarda yalnızca tek bir bobin kullanılır. Bobinlerin ucu, yükselteci devreye bağlıdır.
Deprem sırasında bobinlerde oluşan gerilim farkı mikro volt düzeyindedir. Bu gerilimin yükseltilmesi gereklidir. Bu amaçla yükselteç devreleri kullanılır. Elektronik yükselteç devresinin duyarlılığını yükseltmek için devrede düşük gürültülü parçalar kullanılır. Elektronik devrede bir de filtre katı bulunmaktadır. Filtre katı, belli bir frekansın üzerindeki frekansları geçirmez. Bu sayede yükselteç ve kaydediciler herhangi bir bilgi taşımayan sinyalle yüklenmez. Kimi tasarımlarda filtreler on hertzin üzerindeki sinyalleri süzer.
Elektronik devreyle yükseltilmiş depremsel sinyaller, uygun bir kayıt ortamına gönderilir. Kayıt ortamı için genellikle kalemli çiziciler kullanılır. Kalemli çizicilerde, rulo kağıt, değişmez bir hızla ilerler. Depremsel sinyallerin genliğiyle orantılı olarak hareket eden kalem, depremsel sinyalleri kağıdın üzerine çizer. Kağıdın hızı değişmediğinden tüm depremsel sinyallerin değişimi zamana göre izlenebilir. Öte yandan, son yıllarda depremsel sinyaller bilgisayar ortamında kaydedilip değerlendirilmektedir.
Lehman sismometresi, sıcaklık değişimlerinden, nemden olduğu kadar hava akımlarından da etkilenir. Bu yüzden sismometre, kapalı bir kutu içinde ve sıcaklık değişimi az olan yerlerde kullanılır.
Deneysel bir Lehman sismometresi, genellikle kente yakın bölgelerde kullanılır. Sismomere, kentten gelen tüm sarsıntıları algılar. Bu sarsıntılara mikrosismik sarsıntılar denir. Çoğu bilim adamı, bu sarsıntılarla kaynakları arasında bir bağlantı bulmaya çalışmaktadır.
Lehman sismometresi, temel ilkelere uyulması koşuluyla her türlü tasarım değişikliğine açıktır. Sismometrenin yapımı oldukça yalın olmasına karşın dayandığı ilkeler oldukça ileri düzeydedir.
 
 
 
 
 
   
 
Since 2009 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol